Bencil yüreğim,
gözlerime inat,
yine sevdasını andı,
gecenin bir anında.
Yüreğim sevdasını anarken,
gözlerim doldu usulca.
Oysa gözlerim,
bilirim, öyle kolay ıslanmaz.
Dert dolu yüreğim,
gözlerimi sever,
ama bu yürek,
sevdasını daha çok sever.
Gecenin bir anında gözlerim,
yıldızların şahitliğinde ıslanırken usulca,
diğer yanda yüreğim,
dağları devirecek,
sessiz çığlıklar büyütür içinde.
Wirane misali bu dünyada,
Rab'bimin lütfu olan davam!
yüreğimin sabrı olan sevdam!
sensiz geçen her ana,
sensiz geçen her güne,
bil ki en derinden isyanlarım var.
Bu uslanmaz delifişek yüreği,
muma çevirip,
Mem eden büyük sevdam!
Sensizlik benim için,
kapanmaz bir yaradır,
sensizlik benim için,
yüreğimin vurgun yemiş halidir.
Sensizlik benim için,
en derin ölüm halidir.
Ve sensizlik,
Zin'i ölmüş,
gülü solmuş Mem'dir artık.
Zin'i ölen.
Gülü solan,
Gülü soldurulan Mem,
herkese ve her şeye düşmandır artık.
Ey Tarih!
derinlerden akıp,
ayağına gelen koyu kan,
bil ki Mem'in
uslanmaz delifişek yüreğinin kanıdır artık.
Her 'sevdam' deyişinde,
Her 'davam' deyişinde,
yüreği titreyen Mem,
seni yeniden yazmak için, ve bir daha gülü solmaması için,
dağlara doğru 'bismillah' demiştir artık.
MEM